A Memorable Life For Of Us Sezon 1 Bölüm 1 - Tatlı Bir Başlangıç (Güncel Versiyon)
italik yazı = iç monologlar, karakterlerin iç sesleri
❗Dipnot: Hikâyenin en sonundaki konum ibaresi, karakterlerin yaşadıkları şehirdir. Konum, bölümün hikayesinin nerede yaşandığına göre değişkenlik gösterebilir.
Yağmurlu bir akşamda, kedicik, yağmurdan korunmak ve ısınmak için koşarak bir ev arar. Daha sonra ışıkları yanan bir ev fark eder:
— Işıkları açık bir ev! Yiyecek bir şeyler olsa iyi olur!
Evin kapısının önüne gelir. Önce patileriyle pencerenin pervazına çıkar. İçerde ev sahibi odayı süpürmektedir. Pencereye vurur ve çizer, ama ev sahibi hiç duymuşa benzemiyordur.
— Belkide kapıyı denesem daha iyi olur...
Bu sefer aşağıya, kapının önüne atlar. Kapıyı birkaç kere patileriyle çizer. Hemen önünde orta yaşlı bir kadın belirir. Ev sahibi, hayvanları sevmeyen ve kaba bir kimse olacak ki, çatık kaşlarıyla kediciğe bakar, kediciği gördüğünde pek hoşnut olmaz ve gitmesini söyler. Kapıyı kediciğin yüzüne kapatır. "Sanırım anlamadı... Belkide daha açık bir şekilde dile getirmeliyim." Sonra ikinci bir kez. Ev sahibi yine kapıda belirir:
"Yine mi sen!?" Kediyi alıp basamakların aşağısına koyar.
"Hadi, kış kış!" "Görmeyeyim seni bir daha burada!" Sonrasında kapıdan sertçe ve yüksek bir ses duyulur:
— Hadi ama! Sadece biraz yemek istemiştim.
Üçüncü kez dener. Ev sahibi bu sefer daha çok sinirlenir ve elindeki süpürgeyle kediciği sertçe iter, ama kedicik tekrar minik basamaklardan çıkar. Ev sahibi onun pes etmeyeceğini anlayınca daha da sinirlenir ve bu sefer kediciğin karnına sertçe bir tekme atar.
— DEFOL GİT, KAYBOL PİS VARLIK, diye bağırır, kapıyı tekrar çarparak evine girer.
Kedicik, tekmenin etkisiyle evin biraz uzağına düşer ve sersemler. "Neler... oldu? Bana neden öyle davrandı ki? Agh..."
Acı içinde, ayakları üstüne zar zor kalkıp, yürümeye çalışır. "Bedenim acıyor..."
Biraz yürüdükten sonra, o yağmurlu günde bir bank görür, titrek sesiyle "İşte, dinlenebileceğim bir yer..." Der, biraz rahatlar.
Yağmur bugün biraz hüzünlü, ama aynı zamanda sakin. Kediciğin kendisi bankın altına devrilir, gözleri kapanmaya başlar, minik vücudu titrerken:
— Brr, Üşüyorum.... Çok... acıyor... Lütfen biri yardım etsin...
Üstünde tekmenin getirdiği bir ağırlık hisseder, sanki daha önce olmadığı kadar yorgundur.
— Daha fazla dayanamayacağım. Tanrım, lütfen canımı şimdi alma. Daha fazla insanı mutlu etmek istiyorum!
Gittikçe artan yorgunlukla kedicik gözlerini daha fazla açık tutamaz. Bir süre sonra bayılır... Oracıkta uzanır, ta ki market alışverişinden eve doğru dönerken Evelyn onu fark edip, yanına alana kadar...
Evelyn, küçük kediciği yerde uzanırken görür, üzgün ve acır yüz ifadesi ve ses tonu her şeyi anlatıyordur. "Ah zavallı! Üşümüş olmalı.." diyerek onu giydiği ceketinin içine alır, sonra poşetleri alıp yoluna devam eder. Yolda yürürken Evelyn'in montunun içindeki kedicik, bilemediği bir sıcaklık hisseder: "Neredeyim ben?..." "Burası... çok sıcak..." Sıcaklığın etkisiyle gözlerini kapatır ve bir süre daha bir uykuya dalar. Evelyn, kediciğin minik hareketini hissetmiştir, birşey demez ama yüzünde bir gülümseme belirir.
Oturma odasında sadece bir kişi, ayaklarını üst üste atmış oturuyor: Alex, her zamanki gibi kitabını okumakla meşgul. Sonrasında gittikçe yükselen bir ses geliyor başka bir yerden: Evet, bu ise odasında, bilgisayar başındaki Taylor'dan başkası değil. Kendisi kulaklık taktığından dolayı oyunun sesinden başka bir şey duymuyor gibi. Derken dışarıdan gelen anahtar sesinden içeri birinin girdiği anlaşılıyor...
"Arkadaşlar, evdeyim!" eve geçerken diyor Evelyn. Sağındaki vitrine montunu, botlarını ve şemsiyesini yerleştirerek eve girip, oturma odasına yürür. Alex manga okuyordur ve "Merhaba Evelyn!" diyerek oturduğu koltuktan kalkıp yanına gider. Taylor ise o sırada odasında bilgisayarında oyun oynuyordur, Evelyn'in geldiğini fark etmemiştir. Alex, Evelyn'in tuttuğu kediciği görünce:
— Eve kedi mi getirdin? Ne güzel bir sürpriz!
Taylor'ın o sıralarda oyunu biter:
— Ah hadi ama, yine kaybettim!
Taylor, Alex ve Evelyn'in aralarında kediyle ilgili konuştuklarını duyar. "Kedi mi?" "Ne hakkında konuşuyorlar?" Merakla ve daha bir şey bilmezken oturma odasına, yanlarına varır.
— Merhaba Evelyn. Üzgünüm, bilgisayarımda oyun oynuyordum, geldiğini fark etmedim. Ne hakkında konuşuyordunuz? *ıslanmış kediciği görür* Bu kedi de nedir?
Evelyn:
— Dışarıda, bir bankın altında ıslanmış yatarken gördüm. Sonra onu eve getirmeye karar verdim.
Taylor, kediyi Evelyn'den alır ve okşamaya başlar, kediciğin kürkündeki, Evelyn'in montundan kalan sıcaklık hâlâ hissedilebilirdir. Kedicik, gözlerini evde açar, tepesinde Taylor'ı ve Alex'i görünce düşünür:
— Demek bunlar onun arkadaşları...
Alex:
— İyi yapmışsın, zavallıcık yağmurun altında bayağı üşümüş olmalı.
Taylor:
— O zaman neden sıcak bir banyo yaptırmıyoruz? Hadi banyoya gidelim!
Alex:
— Olur, ben de geliyorum. Bir kediye banyo yaptırmak mı? Eğlenceli görünüyor.
— Bekle, banyo mu? Tamam, amla çok sıcak yapmayın lütfen, kürküme zarar gelmesin!
İkiside banyoya geçerler. Evelyn, bu durumu mutlulukla karşılar:
— Neyse, ben de diğer işleri halledeyim diyerek mutfağa geçer.
Evelyn mutfağın loş sarı ışına kendini verip, işleriyle uğraştığı sırada, banyodan Alex ve Taylor'ın sesleri geliyor:
— Taylor tut şunu!
— Deniyorum ama çok hareketli!
Ancak kedicik istemiyormuş gibi. Taylor'ın iki eli arasında, bacaklarını sallıyor, beni bırakın dercesine çırpınıyor adeta:
— Hayır, göbeğim olmaz! Orası çok hassas, gıdıklanırım! Bırakın beni!
Taylor, kediciğin belinden tutarken birşey dikkatini çeker, belini çok sıkmadan kavrayarak:
— Beli sanki biraz... ince mi? Zayıflamış gibi.
Kendinden eminmiş gibi bir ifade takınır:
— Hıh, ben ona ramenimden verirsem, onu daha tombul yaparım!
Mutfaktan onları duyan Evelyn, olanları komik bulur ve nazikçe güler. Marketten aldığı eşyaları yerleştirdikten sonra aklına bir fikir gelir, kediciğe sıcak bir alan hazırlamak için işe koyulur.
Taylor, elindeki beyaz havluyla kediciği kurularken, Alex duşakabini temizliyor. Kedicik, duşakabinden çıkmasına rağmen hâlâ biraz terlemiş ve az sıcak buhardan pişmiş gibi hisseder. Taylor söze gelir, kediyle konuşuyordur. Elini, kediciğin çenesinin altına götürüp sever. O severken, kedicik de mırlar.
Buharın içinde nefes almaya çalışan ve ter içerisinde kalan Alex ise:
— Ay, burası çok sıcak. Tost olmadan önce buradan çıksam iyi olacak.
Duştan dışarı ilk adımını atar atmaz:
— Tamam Taylor, hadi çıkalım, sesleniyor Taylor'a. Pofuduk stres topunla daha sonra oynarsın.
Tam Evelyn, kediciğin sıcak ve pofuduk yatağını tamamladığında Taylor ve Alex, havluya sarılı kedicikle birlikte banyodan çıkarlar. Nihayet kedicik, banyonun o sıcak ve nemli buharından uzaklaşmış, biraz olsun serinleyebilmiş ve rahatlamıştır. Taylor, tuttuğu kediciği kollarıyla yukarı kaldırarak:
— Hey millet, biz geldik!
Kediciği kuruttuktan hemen sonra tararlar.
Taylor:
— Bittik! Şimdi daha temiziz.
Alex:
— Tüyleri çok güzel ve parlak, sen de öyle düşünmüyor musun?
Taylor:
— Evet, vee çok tatlıııı!
Alex:
— Evet, tatlı da.
Aradan geçen zaman diliminde, evdekiler kediyle oynayıp ilgilenirler, özellikle Taylor daha çok. :)
Kedicik, Taylor'la oynarken gayet hareketli ve eğleniyor görünüyor:
— Hehe, bu insan eğlenceli!
Gece geç saatlere doğru, oturma odasının tavanından yayılan beyaz ışık gözleri yoruyor.
Taylor:
— *esner* Çok uykuluyum...
Taylor'un esnemesi, kediciğe bulaşır ve o da esner.
Evelyn:
— Evet, ben de... Ben yatağa gidiyorum. İyi geceler çocuklar.
Alex:
— İyi geceler Evelyn.
Taylor:
— İyi geceler Evelyn.
Evelyn odasına gider.
Alex:
— Sanırım ben de yatmaya gideceğim. İyi geceler Taylor.
Taylor:
— İyi geceler.
Alex de gittikten sonra Taylor'u daha çok uyku bastırır. Bir yandan yorgun gözlerini açık tutmaya çalışırken kediciğe:
— Bugün... ikimizde çok yorulduk, değil mi dostum? Ve şimdi ise yatma vakti... Seni Evelyn'in hazırladığı sıcak yere yatırıcağım sanırım.
Ve kediciği alıp oturduğu yerden kalkarak kediciği Evelyn'in hazırladığı sıcak yatağa yatırır.
— İyi geceler... küçük kedicik, der kediciğe.
— İyi geceler Taylor–sama...
Kedicik kısık ve yumuşak miyavlar, sanki Taylor'a "İyi geceler" diler gibi.
Ve kedicik kendini yatağın yumuşaklığına ve sıcaklığına bırakır, oracıkta uykuya dalar...
Odasına gitmeden önce, son kez kediciğin başını okşar. Taylor, çömeldiği yerden ayağa kalkarak kapıya yönelir.
Odasına girer ve kapısının kapanmasıyla ilk bölümün hikâyesi burada sona erer...
Comments
Post a Comment